31 Ocak 2013 Perşembe


ÇOCUKLARA DİSİPLİSN UYGULAMAK


Günümüzde çoğu annemiz ve babamız hiç düzeltilmeyen ve sınırlandırılmayan çocukların yüksek özgüveniyle büyüdüklerini düşünürler! 

Oysaki gerçekte durum bunun tam tersidir. Disiplinsiz büyütülen çocukların özgüveni daha düşük olur ve onlar daha bağımlı, daha az başarılı ve çevrelerini denetleyemeyen kişiler olurlar.
Öğretmenlerinin onaylamyan tavırları ve gördükleri acımasız geribildirimlerle karşılaştıkça yaşamları tatsız süprizlerle dolar. 

Sınırlarını bilmedikleri ve ne zaman bir sorunla karşılaşacaklarını kestiremedikleri için (en sabırlı anne babanın bile bir taşma noktası vardır), bu çocuklar daha kaygılı olma eğlimindedir. Bu çocuklar çoğu zaman sevilmedikleri duygusu yaşarlar, çünkü yaşamlarında, kural ve sınırlamaların getirdiği fiziksel ve duygusal koruma yoktur: '' yaptıklarımı umursamyorlarsa, beni sevmiyor olmalılar''.

Disiplin, özgüvenine yapılan bir saldırı olarak görülmemelidir. Disiplin, çocuğa güvenli, destekleyici öğrenimin verildiği bir ev ortamı yaratmaktadır.
Disiplin çocuklarınızla iyi ilişki kurmanızla başlar. kendilerinden hangi kurallara uymalarının beklendiği ve uymadıklarında alacakları sonuçları anlaşılır mantıklı ve gerçekçi olması ile devam eder.




Bir sonraki Blog yazımız Çocuklara verilen cezalar ile ilgilidir .

28 Ocak 2013 Pazartesi


ÇOCUKLARIN OKUL BAŞIRISINI GELİŞTİRMEK


Tekrardan Merhabalar; Çocuklarımızın okulda başarılı olmasını istiyoruz. İyi notlar almasını güzel ve problemsiz bir okul hayatı olmasını istiyoruz!

Okulda yalnızca okuma yazma, matematik, tarih, ve fen bilgisi dersleri öğretilmez. Çocuklar derslerini mantıklı bir düzen ve dikkatle, zamanında bitirdiklerinde çok önemli bir yaşam becerisi öğrenmiş olurlar. Çocuklar okulda düzenli olmayı, önceden planlamayı işi sonuna dek takip etmeyi, öğrenir, kendilerini denetlemeyi alışırlar. Mantıklı notlar almaları benlik-değerlerine destek olur.

Oğlunuz ödev kağıtlarının üzerinde yıldızlar ve gülen yüzler görür, öğretmenin onu beğendiğini ve sevdiğini duyumsar, öteki çocukların onu yeterli bulduklarını görür.

Okulda başarısız olmayı sürdürmesine izin verilen çocuk özgüvenine her gün yeni darbeler alır. Aldığı düşük notlar, öğretmenin onayını almama ve sosyal soyutlanmalar çocuğun taşımak zorunda olduğu acı veren yüklerdir.çocuğun özgüveni giderek daha da gerilediğinden, büyük darbeler alır.

Çocukların okulda başarılı olmamasının doğal olarak pek çok nedeni vardır. Oğlunz öğretmeni iyi göremiyor ya da iyi işitemiyor olabilir. Bir öğrenme zorluğu (söz yitimi, okuma körlüğü, hiperaktiflik gibi) ya da yakınında oturan arkadaşları tarafından dikkati dağılıyor olabilir.

Sorun her ne olursa olsun, Araştırın önce çocuğunuzla görüşün. Oğlunuz size sorunun ne olduğunu ve bunu çözmek için ne yapılması gerektiğini anlatsın. Ardından, Öğretmenleriyle görüşün sorunun ne olduğunu, durum çözülmesi zor bir hale gelmeden öğrenin, veli toplantılarını kollayın, ve öğretmenin sorunu nasıl değerlendirdiğini dinleyin.



21 Ocak 2013 Pazartesi

YAŞAYAN BİR EV!


minigim.com kurucuları Serap ve Ahmet Boztaş'ın tasarım sürecini tamamladıkları zekeriyaköy'de bir ev. Rahat ve kullanışlı bir atmosfere bürünen bu dubleks evi sizinle paylaşmak istedik.



Gelişen bir bölgede, zekeriyaköy'de küçük ama bir okadar'da kullanışlı şirin ve keyifli olan bu daireyi müşterimizin istekleri doğrultusunda tasarlamaya başladık. 

Mekan ile ilgili duygularımızı proje aracılığıyla karşı tarafa aktarıp, nesnelerin ruhlarını ve onların yarattığı kabuk ile ekstra anlam yüklemeye çalıştık.




Ağırlıklı olarak doğal malzemeler mermer ve ahşap kullanarak rahat, aynı zamanda şık ve çağdaş bir görünüm elde ettik.


18 Ocak 2013 Cuma



ÇOCUKLARI DİNLEMEK


Sevgili anneler ve babalar, Çocuğunuzun kendine güvenmesi için onu dinleyecek zamanı bulmak zorundasınız.

Hem de anlattıklarıyla ilgilendiğiniz ve ona değer verdiğiniz duygusunu pekiştirecek biçimde dinlemeniz gerekir çocuğunuzu. Yaptığınız işi bırakıp birini dinlediğiniz zaman ona, ''sen önemlisin. Söyleiklerin beni ilgilendiriyor. Sen beni ilgilendiryorsun,'' demiş olursunuz.

Peki çocuklarınızı nasıl dinlemelisiniz?
1. Dinlemeye haır olduğunuzdan emin olun. İşten dönünce çocuğunuzu dinlemek için kendinizihazırlamalısınız. Bunu yapmak için yarım saat nefes almaya gereksinim duyabilirsiniz.

2. Tüm dikkatinizi çocuğunuza verin. Çocuğunuz okul dönüşü bahçeye çıkmadan önce, size kaşla göz arasında bir şey anlatmak istiyorsa, gazetenizi bırakın, televizyonu kapatın, oturun ve onu dinlemek üzere orada olun.

3. Dikkat dağıtacak şeyleri en aza indirin. Çocğunuzla konuşurken telefon çalarsa kısa kesip, arayana ona sonra telefon edeceğinizi söyleyin.

4. Aktif bir dinleyici olun. onu dinlerken soru sorun, duruma açıklık getirin, onu yanıtlayın ve çocuğunuz konuşurken ona bakın. Çocuğunuza, onun anlattığı herşeyle ilgilendiğinizi gösterecek tüm ipuçları verin.

5. Çocuğunuzun konuşması için yüreklendirin. Bazı çocuklar daha siz kapıdan girer girmez üzerinize atlayıp akıllarına ne gelirse anlatmaya başlar. Ancak geniş bir ailede en az bir çocuk bu sözlü iletişim yoğunluğu arasında kendine bulmakta zorluk çekiyor olabilir. Bu çocuk sizin onunla ilgilenmenizi istediğini sözlü olarak dile getiremyorsa da buna gereksinim duyar. 





16 Ocak 2013 Çarşamba

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN VE DIŞ ÇEVRE


Çocuklar büyüdükçe onlara kim olduklarını yansıtacak başka (anne baba harici) aynalarıda olur. Öğretmenler, arkadaşlar, bakıcılar, hepsi bu rolü üstlenir, ancak çocuk aynada her zaman anne babasının ona duyumsattığı kendini iyi hissetme duygusuna, ona verdiği öneme ve temel değer yansımalarına dönecektir.

Çocuklarınıza olumlu bir ayna olmak, yaptıkları her şeyi onaylamanız ya da ailenizi onların yönetmesine izin vermeniz anlamına gelmez. 
Sosyal, güçlü ve sağlam benlik değerleri olan çocuklar yetiştirmenin tek yolu vardır. Bu da çocuğunuzu, kendinizi ve aranızdaki iletişimi sürekli gözlemektir.

Çocuğunuzu gerçekte olduğu gibi görmek kolay değildir. Görüşünüz, beklentileriniz ve korkularınızla bulutlanmıştır. Sürekli bir beklenti halinde olmak yerine daha sağduyulu ve eğlenceli olursanız, az sorunlu bir ilişkiyle ödüllendirilirsiniz. Böylece onun iyi bir özgüven geliştirmesine daha çok katkıda bulunursunuz.

çocuklarınızı gerçekte oldukları gibi görmek, onların özgüveni dört biçimde yapılandırır.

1. çocuklarınızı gerçekte oldukları gibi görmeniz, doğal yeteneklerini ve özel becerilerini tanımanız, onları güçlendirmeyi, geliştirmeyi ve kendilerine has bu özelliklerini onlara da göstermenizi sağlar.
2. çocukarınızın davranışlarını, kimlikleri çerçevesinde değerlendirirseniz doğal bir utangaçlığı isanlardan kaçma ile, zaman zaman yalnız kalma gereksinimi başkalarını reddetme ile karıştırmazsınız.
3. çocuğunuzu gerçekte olduğu gibi görmek, onun davranışlarından değişmesi zorunlu olan birinin, örneğin kendine zararlı, onu sosyal bakımdan yalnız bırakan ya da aileyi huzursuz eden davranışının üzerine eğilmenize yardımcı olur.
4. yalnızca anne babaları tarafından izlenip anlaşıldıklarını duyumsayan çocuklar gerçek kimliklerini ortaya koymayı göe alırlar.

Siz çocuğunuzu her yönüyle, iyi ya da kötü kabul ederseniz, çcuğunuz da kendini olduğu gibi kabul edecektir.


Bir Sonraki Blog Postumuzda çocuğumuzu dinlemeyi, neyi ve nasıl dinememiz gerektiği hakkında olacaktır.






14 Ocak 2013 Pazartesi


ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN 


Çocuklarınız için en iyisini istiyorsunuz. Onların iyi başarılı, yaşamlarında mutlu, çevrelerinde tuttuğunu koparan insanlar olmasını diliyorsunuz. Arkadaş edinebilmeleri, yeteneklerini kullanmalarını ve çevreye uyum sağlamalarını istiyorsunuz.

Çocuklarının güçlü bir özgüvene sahip olarak büyümelerine yardım etmek, bir anne babanın en önemli görevidir. Özgüveni yüksek olan çocuk, yaşamda mutlu ve başarılı bir yetişkin olmak için en iyi şansa sahiptir.

Anne babalar herkes için yaşamın en önemli kişileri olarak kalırlar. Bunun nedeni kendimizi nasıl duyumsadığımızı belirleyen en güçlü etkenlei bize aşılayanların onlar olmasıdır. İçinizdeki yargılayıcı ve cezalandırıcı seslerin ne kadarının çocuklukta duyduklarımız olduklarını gösterir.

Çocuklarda anne babanın onayına gereksinim o derece güçlüdür ki onların onayınıistemek anne babanın ölümünden sonra da devam edebilir.
Gerçekten oldukları gibi görebildiğinizde, değer verdiğinizde, onayladığınızda yaşam boyu onları koruyacak psikolojik bir zırh sunarsınız .

Anne baba bir bebeğin tüm dünyasıdır, tüm rahatlık ve güvenlik kaynağı, onu korku ve acılara karşı koruyan kişilersiniz. kim olduklarını yansıtan bir aynasınız!!
bir bebek ona gülümsemenizden haarika bir valı olduğunu, dokunuşunuzdan korunmakta olduğunu, ağlamasına gösterdiğiniz ilgiden etkili ve önemli olduğunu öğrenir. 

Rahat ettirilmemiş, kucağa alınmamış, kendisi ile konuşulmamış, sallanmamış ve sevilmemiş bebekler değerleriyle ilgili başka dersler edinirler. Sıkılınca ağlamalarının rahatlama getirmediğini öğrenirler. bunlar da zayıf özgüven yapısının ilk tuğlalarıdır.


Çocuklarda Özgüven konusu Bir sonraki Blog Postlarımızda devam edecektir ..

8 Ocak 2013 Salı

HİPERAKTİF ÇOCUKLAR

Hemen hepimiz koşturan, zıplayan, hareketli ve hatta biraz haylaz çocuğun sağlıklı çocuk olduğu konusunda hemfikirizdir. Bununla birlikte, ailelerin çoğu kendi çocuklarının normalden fazla hareketli olduğundan yakınırlar. Bir çocuğun aktivitelerinin yaşıtlarında görülmesi beklenen düzeyde mi, yoksa bir hastalığa işaret edecek derecede mi olduğunu anlamak, çoğu zaman aileler için önemli bir sorundur. Son dönemde kulaklarımıza adı sıkça çalınan bir hastalık olarak “ hiperaktivite bozukluğu” ya da bir başka değişle “ hiperaktif çocuk” tabirini kimler için kullanabileceğimize bir bakalım.

Hiperaktif çocuklarda esas olarak davranış ve hareketlerde aşırılık ve dikkat toplamada yetersizliğe işaret eden belirtiler ön plandadır. Çocuk yerinde duramaz, sürekli kıpır kıpırdır. Uzun süre aynı koltukta oturamaz. Uygunsuz bir biçimde sağa sola koşuşturur ve tırmanır .

Şu sayacağımız önerileri hayata geçirmek pek çok sorunun üstesinden gelinmesine yardımcı olacaktır:

1. Çocuk sinirlendiğini ya da kontrolden çıkmak üzere olduğunu hissettiğinde derin derin nefes almasını söylemek, bu işleme kendimiz de katılmak,
2. Zaman zaman çocuğa masaj yapmak, ellerinizi saçlarında dolaştırmak ve sarılmak,
3. Birlikte yürüyüşe çıkmak ve enerji harcatacak oyunlar oynamak,
4. Hiperaktif çocukların çabuk sıkıldıklarını göz önünde bulundurarak bir “sıkıntı kutusu” oluşturmak, bu kutuyu boya setleri, renkli kitaplar, yap-bozlar, oyun hamurları vs. ile doldurmak,
5. Hiperaktif çocukların odasını daha sade dekore etmek suretiyle dikkat dağılmasını en aza indirmek,
6. Odada perdeler açık tutularak içeriye gün ışığının girmesini sağlamak,
7. Oda duvarlarını parlak, canlı renkler yerine sakinleştirici, yumuşak tonlarda bir renkle boyamak,
8. Çocuğa aşırı hareketli, gürültülü müzikler yerine daha yumuşak müzikler dinletmek,
8. Günlük yapılması gerekli işlerin (uyanmak, yemek yemek , ev ödevlerini yapmak vs.) yerine getirilmesini sağlamak için biraz daha otoriter davranmak, birer çizelge oluşturmak,
9. Günlük tutmasını teşvik etmek, her gün neler hissettiğine dair cümleleri özgürce yazmasını teşvik etmek,
10. Çocuğun olumlu düşüncelere odaklanmasını, hayal dünyasının gelişmesini sağlayacak biçimde sözcük oyunları oynamak,
11. Ve en nihayet çocuğun aşırı şeker ve kaloriden korunduğu, öğünlere hassasiyet gösterildiği dengeli bir beslenme rejimini benimsemek

Eğer çocuğumuzun hiperaktif olduğundan şüpheleniyorsak, yukarıdaki belirtilerin ekserisi de ortaya çıkmışsa, hiç paniğe kapılmadan ve bunun çözülebilir bir sorun olduğunu düşünerek mutlaka bir uzman hekime başvurmalıyız. Bizlerin sevgi, sabır ve şefkatimizle hiperaktif çocuğumuz diğer sağlıklı çocuklara yakın bir büyüme gelişme seyri yakalayacaktır.          
        

3 Ocak 2013 Perşembe

Çocuklarımız Ve Uyku

Uzmanlar diyor ki ''tek başına uyuyabilme becerisi gösteren çocuk, onun bireysel, bağımsız, kendine güvenli yetişmesi için zemin oluşturur.
Hayata tek başına uyumayı başarmış olarak başlamış bebekler, ileride kendinden daha emin, daha cesaretli, dolayısıyla merak duygusu daha gelişmiş, böylece başarılı ve kendine yetebilen çocuklar ve bireyler olurlar''. Peki bebeklerimizi tek başlarına uyumaya nasıl alıştırabiliriz?
Bebekler genellikle uykuya dalmaları uzun sürer. Bunun en büyük nedeni anne babadan ve sosyal hayattan ayrılmak istemezler. Bu yüzden size bazı önerilerde bulunmak istiyoruz:

1. Akşam uykusu için bir rutin oluşturun, her gece aynı işlerden oluşan bir rutin bebeğinizin kendini güvende hissetmesini ve bu güvenle uykuya daha rahat dalabilmesini, ayrıca rutin başladığında kendini uykuya yavaş yavaş hazırlamasını sağlar.
 2. Sıcak bir banyo, yada sadece elini yüzünü ılık suyla yıkama; dişleri fırçalama alışkanlığı kazanması için eline vereceğiniz ufak bir diş fırçası, pijamalarını giyme, daha sonra yaşına uygun bir kitap okuma,  meme veya biberonla beslenmesi, sonra hafif ve sakinleştirici bir müziğin açılması, ışıkların kapanması ve bir ninni veya şarkı söylenmesi.
3. Bu rutin işleri her gece tutarlı bir şekilde uygulanmalıdır. Fazla aksiyon içine olmamaya, oyun oynamamaya, ve sakin bir şekilde konuşmaya çalışarak çocuğunuzun uyku için kendisini hazırlamasına yardımcı olmalısınız.
4. Biberon, emzik, kucakta veya ayakta sallanarak veya buna benzer bir alışkanlıkla uykuya dalabilen bir bebek gece uyandığında da bu alışkanlığı isteyecek ve tekrar uykuya dalmakta güçlük çekecek, hatta bu alışkanlığını bırakması da güç olacaktır.

Bu nedenle böyle bir alışkanlığa hiç başlamadan yatağa yatırarak uyutmaya çalışmak en iyisidir.
yatağa yatırdığınız bebeğiniz uyumuyor ve ağlıyor ise 3-4 dakika ağlamasına izin verin sonra yanına gidip kucağınıza almadan sırtını sıvazlıyarak, sakin ve sevgi dolu sesinizle ''eeee eeeee'' diyebilirsiniz. Veya ninni söyleyebilirsiniz, Bebeğiniz sakinleşmeyecek gibi görünüyorsa kucağınıza alıp bir dakika gibi kısa bir süre sallamadan tutup tekrar yatağına koyabilirsiniz. Bunu her seferinde bıkıp usanmadan ve sakinliğinizi koruyarak tekrar tekrar uygulamanız gerekiyor.